Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Hosgeldiniz
Sitemizi Daha Kaliteli Kullanmak İçin Lütfen Üye Olun


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
.



İYİ FORUMLAR
Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Hosgeldiniz
Sitemizi Daha Kaliteli Kullanmak İçin Lütfen Üye Olun


1- Sitemizde 7 Adet Moderatör Alınacaktır.
2- Admin 'e Kadar Yükselme Şansınız Var.
3- Ayın Üyesi Seçimleri Devam Etmektedir.
4- Sitemiz Yeni Tema ve Konularıyla Karşınızda...
5- Misafirken Sitemizden Faydalanma Oranınız %70 'dir
.



İYİ FORUMLAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  T.P.FT.P.F  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ******'ün Vasiyeti ve Ölümü...

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
OnuR ALp
Admin
Admin
OnuR ALp



Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Empty
MesajKonu: ******'ün Vasiyeti ve Ölümü...   Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Icon_minitimeSalı Nis. 14, 2009 2:15 am

ATATÜRK'ÜN VASİYETİ VE ÖLÜMÜ
Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Son23


******'ün vasiyetnamesini nasıl düzenlendiğini, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak şöyle anlatmıştı;
"1938 senesi sonbaharı, Dolmabahçe Sarayı'ndayız. Bir sabah ******'ün yatak odasına girdim. Büyük adam, yatağında başı biraz yüksekte arka üstü yatıyordu. Salonu solgun bir güneş kaplamıştı. Yüzü fildişi rengindeydi. Çehresi her gün biraz daha zayıflayıp uzuyor, o gök mavisi gözleri irileşiyordu.
Ben yatağının ayak ucuna doğru, gösterdiği yere oturdum. Her zaman ki suallerini tekrarladı:
"Ne haber?"
O günlerde Avrupa'da siyasi hava çok bozulmuştu. ****** umumi endişelere ve bir takım tehlikeli belirtilere rağmen, Almanların henüz, İtalyanların ise hiç hazırlanmamış olduklarını ileri sürerek müsterih bulunuyor. O sene harp olmayacağını, ihtilafların behemahal bir pamuk ipliğine bağlanacağını, harbi ancak 1939 senesinde veya ondan sonraki senelerde beklemek lazım geldiğini söylüyorlardı.
Son yirmi dört saat zarfında günlük meselelere dair gelen haberleri hülasa ettim. Görüşünü teyid eder mahiyette olan bu haberleri alaka ile dinliyor, ara sıra bazı şeyler soruyor ve kısa cümlelerle mütalaalar beyan ediyordu. Böyle olmakla beraber düşünceli ve heyecanlı olduğu belliydi.
Sözlerimi bitirince sağ kolunu bana doğru uzattı. Doktorlar, kati lüzum olmadıkça kuvvet sarfetmesini yasakladıkları için hareketlerinde yardım ediyorduk. Elini tuttum, doğruldu, yatağının içinde bağdaş kurdu. Birkaç dakika denize ve karşı sahile baktı. Belliydi ki heyecanını yenmeye çalışıyordu. Gözlerini bana çevirdiği zaman, uzun kirpiklerinin ıslandığını farkettim. Bütün hastalığı boyunca yanımda gösterdiği yegane zaaf (eğer bu ulvi sükunete zaaf demek uygunsa) buydu. Sonra önüne baktı ve ağır ağır konuşmaya başladı.
"Bu yolda konuşmak benim içinde, senin için de, ağır bir şey ama başka çaremiz yoktur. Konuşmaya mecburuz çocuk. Hani seninle ara sıra bir işimizden bahsederdik. Hatta bunun içinde kanun çıkarılmıştı: Şu vasiyetname meselesi. Bugün yarın o işi bitirmeliyiz. Nasıl olsa bir gün karnımdan su alınacaktır. Ne olur ne olmaz. Bağırsaklardan biri delinebilir, başka bir arıza olabilir. Herhalde ihtiyatlı olmalı."

VASİYETİNİN NOTERE VERİLİŞİ:

"******, 6 Ekim 1938 'de Noter'in getirilmesini istemişti. Noter İsmail Kunter Bey, Prof. Neşet Ömer Bey ve ben, yatak odasının altındaki bir odada huzuruna girebilme emrini bekliyorduk. Bu daveti alınca hep beraber üst kata çıktık ve yatak odalarına girdik.
Vaziyeti şöyleydi; yataktan çıkmış, ipek bir pijama ve yine kırmızı ipek bir rob döşambr giymiş, boynuna koyu vişne renginde ipek bir eşarp bağlamıştı. Denize bakan pencerelerin önüne koydurduğu bir şezlongun üzerine oturmuş sigara içiyordu.
Bizi görünce hafifçe kımıldandı: "Buyrunuz.." dedi.
Tam karşısına koydurduğu sandalyelerde üçümüze de yer gösterdi. Hatırımda kaldığına göre Noter İsmail Kunter Bey ile, yeni çıkmış olan Noter Kanunu ve İstanbul'daki noterler üzerine görüştü. Getirilen kahvelerin içilmesini bekledi. Sonra önündeki sigara masasının koyduğu kapalı zarfı aldı:
" Bu benim vasiyetnamemdir. İcap ettiği zaman muamelesini yaparsınız..." diyerek zarfı notere verdi.


VASİYETİNİN TAM METNİ:

Malik olduğum bütün nutuk ve hisse senetleriyle Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi'ne atideki şartlara, terk ve vasiyet ediyorum:
1. Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2. Her seneki gibi nemadan, nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule'ye ayda bin, Afet'e 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile'ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3. Sabiha Gökçen'e bir ev de alınabilecek, ayrıca para verilecektir.
4. Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5. İsmet İnönü'nün Çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6. Her sene nemedan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Z3H1r
Admin
Admin
Z3H1r



Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Empty
MesajKonu: Geri: ******'ün Vasiyeti ve Ölümü...   Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Icon_minitimeSalı Nis. 14, 2009 2:18 am

Paylaşımın İçin Teşekkür Ederim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
zeus41
Admin
Admin
zeus41



Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Empty
MesajKonu: Geri: ******'ün Vasiyeti ve Ölümü...   Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Icon_minitimeÇarş. Nis. 15, 2009 12:24 am

paylaşım için tşkr

king :queen:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Z3H1r
Admin
Admin
Z3H1r



Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Empty
MesajKonu: Geri: ******'ün Vasiyeti ve Ölümü...   Atatürk'ün Vasiyeti ve Ölümü... Icon_minitimeÇarş. Nis. 15, 2009 12:25 am

Paylaşımın Teşekkür Ederim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
******'ün Vasiyeti ve Ölümü...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ******ün Cumhuriyet Kadını

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: ****** Köşesi :: ******'ün Hayatı-
Buraya geçin: